29 Eylül 2007 Cumartesi

Media Markt'ın uygunsuz reklamı


Para hırsı...Tüketim çılgınlığı... Reklamcılığın geldiği ahlaksız nokta...

MediaMarkt teknolojik ürünleri ucuza satan(veya tüketicide bu hissi yaratan) bir marka. Tüketim toplumu haline gelen milletimizin düştüğü son durum:

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=6393&p=1&rid=2

28 Eylül 2007 Cuma

Hayatımın karesi


Umarım bir gün beton olmazsın veya beton olduğunu görmek bana nasip olmaz.

Gökdelenler apartmanlar şehir uzak dursun. Doğaya kimse ellemesin. Dedemden kalan

hayatımın karesine de...


Ülkemizde yabancı oyuncu kavramı ve Kayseri Erciyesspor'un başarısı


Platini gündeme getirdi. Kadrosunda 20 yabancı yer alan Inter'i Fenerbahçe'nin yenişini.
Katılmasam da Türkiye'de futbol rekabetini 4 büyük oluşturuyormuş ona göre. Buralardaki oyuncuların hepsi yabancı olsa Türk kimliği ne olur diyor Platini. Futbolun kimliği olduğuna dikkat çeken Platini altyapılara da önem verilmesi gerekliliğini vurgulamış.Ülkemizden Kayseri Erciyesspor'u anlatalım:

Düşerken Türkiye Kupası Finali oynamaya hak kazanmış Erciyesspor biraz da haksızlıkla kupayı kazanamamasına rağmen UEFA'da mücadele hakkı kazanmıştır. Haziran 2007de genel başkan Ziya Eren istifa eder. Takıma çok ciddi yatırımları olan Ziya Eren acısını gitmeden evvel hemen hemen bütün oyuncularını satarak çıkartır.(İlhan Özbay'ı satamaz çünkü o herkesin aksine boş kağıda imza atmıştır!) Nasıl sinirlenmesin ki? Kayseri şehrinde birileri Kayseri Erciyesspor'un başarısını istememektedir ve her türlü şike yapılır Kayseri Erciyesspor'un düşürülmesi için. Teknik direktör Bülent Korkmaz'ın da istifa nedeni üstü kapalı olarak açıkladığı üzere budur. Üvey evlat olarak Kayseri Erciyesspor'un sahipsiz kalacağını sanan Kayserispor ve Trabzonspor reddedilmesi zor teklifler yapar Erciyesspor'un UEFA hakkını alabilmek için. Kayseri Erciyesspor'da Enver Kemaloğlu başkanlığa getirilir ve ilk açıklaması UEFA'ya katılacağız olur.Kayserili bir teknik direktör olan Mehmet Bulut göreve getirilir. Maliyeti 1 trilyonu bile bulmayan son derece mütevazı bir kadro kurulur. UEFA'da kuralar açıklanır. Erciyesspor İsrail şampiyonu Tel Avivle eşleşmiştir. Erciyesspor'un tur geçeceğine Erciyessporlular'dan başka hiçkimse inanmamaktadır ancak Mehmet Bulut turu geçeceklerini ifade eden açıklamalar yapar. Türk medyası herzamanki çifte standartlığını gerçekleştirir ve İstanbullular'ın maçlarını çifter çifter yayınlarken Erciyesspor'u kimse yayınlamak istemez.Son anda D-Smart bünyesindeki BJK TV maçı yaynlar. Tel Aviv Mehmet Bulut'un açıklamalarından ve Mehmet Bulut'un açıklamalarından hiç de korkmuşa benzemez ki oyuna 4 forvetle başlarlar.Ancak İlhan Özbay'ın muhteşem golüyle rakiplerinin kim olduğunu çok iyi anlar Tel Avivliler. Toparlanırlar ve bir golü bulurlar.Ancak İsrail şampiyonu İsrail'de tamamen yerli bir kadroyla mücadele eden hem de 2. lig ekibi Kayseri Erciyesspor karşısında dağılır adeta. Son dakikalarda ise Burhan'ın bomboş kaleye atamadığı 2 topa dua ederler. 30 Ağustostadır rövanş. 10000in üstünde Kayseri Erciyesspor taraftarının desteğiyle Erciyesspor şahlanır ve Tel Aviv'i 3-1 yenerek sahadan adeta siler. Medyanın aşırı ilgisiyle karşılaşan Erciyesspor bir türlü kale taraftarlarının yanına gidemez. Sonra bütün tribünü selamlarlar ama bir anda Kayserispor tezahüratıyla karşılaşırlar ve kaleci Yusuf'a davul tokmağı fırlatılır. Bir anda Erciyesspor tezahüratı bir avuç Erciyesspor düşmanının sesini bastırır. Takım tekrar morallenir ve kendisine tezahürat yapanların yanına gider. Tribünlerde ise artık gerçek Kayserililer yer alacaktır o günden sonra.


Tel Aviv tamamen yerli 2. lig kadromuza hafif gelmiştir. Rakip olarak bu sefer karşımıza Atletico Madrid çıkar.Maddi gücü Kayseri Erciyesspor'dan kat kat fazladır ve dünya çapında yıldızları vardır. Ancak Erciyesspor'da korkudan eser yoktur. Kayserispor'un 2012de Real Madrid'e koyacağız marşı( KSK marşıdır.Değiştirmeyi dahi akıl edememişler.Selamlar olsun.) Erciyesspor tarafından 2007de gerçekleştirilmiştir. Erciyesspor'un en önemli eksiği Adem Dursun'un cezalı oluşudur. Defansta Hüseyin Yoğurtçu çok büyük iki hata yapar ve iki kez ayağındaki topu kaptırarak gol yememize sebep olur. Erciyesspor gene de dağılmaz. İlhan Özbayla çok net bir pozisyonu değerlendiremez. İlhan eğer o golü atsaydı maç en az berabere biterdi ancak olmadı. Erciyesspor 4-0 yenildi. Kayseri'deki rövanşta ise umut taşıyor hala. Tel Aviv'e yapılan belki de Atletico Madrid'e yapılır örneği ve Göztepe'nin geçmişte Atletico Madrid'e yaptıkları hala akıllarda.


Bunlar yabancı sınırlaması kalksın diye şikayet edenlere ders olmuştur umarım. Yanyana iki fotoya bakınız. Sizce hangisi daha şık?



27 Eylül 2007 Perşembe

Goran Bregoviç Ankara'da


Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2007-2008 Eğitim yılını 29 Eylül tarihinde Boşnak müzisyen Goran Bregoviç’in vereceği özel bir konserle açacak. ÜLKEMİZDE daha çok Sezen Aksu’nun Düğün ve Cenaze albümünün müziklerinin bestecisi olarak tanınan Goran Bregoviç, Ankara’ya geliyor. Ünlü sanatçı Goran Bregoviç, ilk kez başkentte 29 Eylül tarihinde ODTÜ’de eğitim yılının açılışı nedeniyle konser verecek. Emir Kustirica imzalı "Çingeneler Zamanı", "Arizona Rüyası" ve "Yeraltı"'nın inanılmaz film müziklerine imza atan, Balkanlar üzerinden esen "sıcak hava dalgası" Goran Bregovic ilk kez Ankara'da...Çingene müziğini geleneksel Bulgar çoksesli müziği ile, elektro gitarı geleneksel perküsyon ile birleştirerek yakaladığı ezgiler ile tüm dünyada tanınan sanatçı Goran Bregoviç’in konserine yoğun bir katılım bekleniyor. Ankara’da son yılların en çok ilgi görecek konseri olmaya aday Bregoviç konserinin geliri ODTÜ Burs Fonu’na aktarılacak. Yaklaşık 14 bin kişinin katılımının beklendiği konserin tam bilet fiyatları 25 YTL, öğrenci biletleri ise 15 YTL olarak açıklandı.

Atatürkçü Düşünce Topluluğu | Gazi Üniversitesi



Gazi Üniversitesi topluluklarından birisi... Özellikle Gazi'de bu topluluğu gördüğüm için çok mutlu oldum. Umarım Atamıza layık olabiliriz. Kırk elli altmış bilemem sayısını siz belirleyin ama fırınlar dolusu ekmek yememiz lazım ona layık olabilmemiz için. Atatürkçü düşünce topluluğunun entellektüel faaliyetler içerisinde bulunacağından şüphe duymuyorum.

Topluluğun 2 Ekim saat 12.45te Anfi 1de tanışma toplantısı 5 ekim saat 18.30da Atillah İlhan Kültür Merkezinde tanışma yemeği var.


CM ile ilgili kendi tecrübelerimi daha sonra uzun uzun ekleyeceğim ama her CMcinin arşivide olması gereken bir yazıyı sizlerle paylaşmalıyım: (eksisozluk)
wonderkidime;ilk kez intercontinential finalinde gozgoze geldik55. dakkada sonradan girdin oyunane bir gol ne de bir asist yapabildin amaseni topla gormek buyuledi beniyolladim tabi scoutlari hic beklemedente anasinin gozune guney amerikayaarastirin bakalim dedim kimin nesidir ?decent signing dediler, senin altyapinda 10 larca var bundanbi de onu benim gozumle gorseniz dedimpeki var midir bende gonlu dedim ?might be tempted diye cevap geldibaskanim bunu alin, whatever the price diye buyurdumgeldinbir an once yemyesil traning oklarini gormeyi bekledimher idmanda gozum sendeydiiligine kadar ezbereldim attributelerini kizarmaya baslamisti artik ratingleringozum ne lig ne avrupa gormez oldu iple cektim next seasonu bir sezon pistikten sonra altyapida monte ettim seni ilk onbirefirtina gibi esiyordun sol kanattagoller senin asistlerinle yagmur olup yagdicomposure yoksunu forvetimi bile gol krali yaptinsonra kakaladim o forveti iyi parayasenin personal statusde wonderkid ibaresini gorunceyeni baba olmus gibi sevindimyesil sahalar bizim lunaparkimizdi artikelinden tutup saatlerce seninle vakit gecirdigimama sonra wnt simgesi belirdi yanindao serefsiz menejerin pazarliyordu seni resmen bir mal gibi elinde tencere, tabak kapi kapi dolasan pazarlamacilar gibicektim seni kenara nedir bu durum dedimnever leave the club he lovesdi aldigim cevapama kulagima geliyordu flattered by the interested being shown in himah keske o minimum fee miktarini kaldirabilseydimyetenek torpusu real madrid caldi kapimiziyine o pezevenk menejerin haber etmis minimum feedenadamlarin elinde tapu gibi kontrat yuklendilerneden reddedemiyordum bu teklifi ?sen bundan kat kat fazla degerliydin benim icin oysa stall offer ulan iki dakka bekleyin dedim kostum senin yanina offer new contract desem ne dersin dedim bir hafta dusunup kararini verdin ama onlardan yana o gozlerindeki futbol hirsi bozuk para gibi dokulmus ceplerinden tasiyordu giderken sana verdigim babamdan kalma dizligi bir kenara atmissin ben burdayim diye bagiran afili markalara burunmussun tamam simdi herseye sahipsin uctun yuvadan gittin ama bana lutfen durustce soyle bu aksamki macta nah surana bir aci saplanacak mi ?benim filelerimi de havalandirabilecek misin ?yoksa artik sen benim bildigim wonderkidim degil misin?

Photoshop ve türevleri çıktı mertlik bozuldu.


Basit bir "sharpen" hareketi, "auto adjust color" ve resime çerçeve eklemek resmin görüntü kalitesini ne kadar da değiştiriyor değil mi? Özellikle resim büyütüldükçe aradaki fark çok daha fazla anlaşılıyor. 2 megapiksel fotoğraf makina hileyle de olsa 4 megapiksel gibi görünüyor. . Gene de fotoğraflar doğal olmalı. Photoshop,irfanview gibi programları resim bulanık çıktığında ve silmeye kıyamadığınızda kullanmak en iyisi...


Nice 75 yıllara Erciyesspor.


1932nin takımı... Parasızlıktan defalarca batmış amatör liglerde mücadele etmiş bir takım... 1966da Kayserispor kurulabilsin diye kapanır ama 1975te yeniden doğar küllerinden...Hani söğüt ağacı yandığında söndürdüğünüzde kökleri yanar ya o misal. Hacılar Erciyesspor ismiyle hemen hemen sadece Kayserililer'den kurulu bir takımla süper lige çıkar bu hakkını düşünmeksizin Kayserispor'a verir ama pes etmez. Tekrar süper lige yükselir ve ligdeki en onurlu mücadelelerden birine tüm Türkiye'yi ortak eder yepyeni mavi siyah renkleriyle. En orijinal pankartlar onun maçlarında ortaya çıkar... Şehrin ikinci takımıydı şuydu buydu denir ama 20000lere oynar. Ancak süper ligdeki ikinci senesinde basiretsiz yönetimle ilk devre 11 puanla kapanır. Ancak 2. devre ona gereksiz bir takım diyenlerin bile ligde kalsın diyeceği bir şeref mücadelesi verir Kayseri zenginleri onun kalemini kırsa da. Ancak taraftarlar ve yeni yönetim bunları görmezden gelmiştir. İnadına Türkiye Kupası finaline kadar da yükselmeyi başarmıştır düşerken. Üstelik Kayseri takımlarının 70li yıllardan beri yenemediği Galatasaray'ı Ali Sami Yen'de,Sakarya'yı Sakarya'da yenme başarısını da göstermiştir. Düşmesine rağmen herşeye inat UEFA'ya katılabilme başarısına da ulaşmıştır. Gene çoğunluğu Kayserili olan bir kadroyla 2. lig A'da onurlu mücadelesine devam edecektir. Avrupa'yı hem de 2. lig A'dayken 75. yılında ayaklarımıza getiren yüreğimdeki devrim ateşinin sesi Erciyesspor'un 75. yılını ve bu vesileyle 41 kere maşallah diyerek Kayserispor'un 41. yılını kutlarım. 100. yılını görmek de nasip olsun Erciyesspor.

26 Eylül 2007 Çarşamba

Dedeler unutulmaz, benimki asla...


Rahmetli dedemin ölüşü geldi aklıma derslerle boğuşurken.(25.06.2003te vefat etti.)Kayseri'nin ilk ziraat mühendislerinden zambakçı mühendis hacı emmi mavi gözleriyle gülümsediği zaman ne kadar yakışıklı bir gençliği gerisinde bıraktığını gösteren sevimli yüzü daha dün gibi yüzümde.Eski topraktı o.-15 +40 dinlemez çok sevdiği köyüne gider ya kurtların ya kendisinin açtığı yollardan ilerler şahane yaptığı bulgur pilavının yanına yaptığı ayranını içer bulaşığını yıkar çayını demlerdi.Can dostu Salih amcayla koyucasından bir sohbete giriştikleri sırada liseyi kırmış deli torunu onun açtığı karlı yoldan elinde çantasıyla çıkagelirdi.Gene mi arabasız geldin dede derdim.Ama yollar kapalı olurdu kardan.Açık bile olsa boşa ata ata giderdi emektar kartalıyla.Ona çekmiştim galiba bir kase portakal reçelini portakal peltesi sandığı gün anneme tepkisi pek tatlı olmuş yahu olmuştu.80 yaşında herhangi bir insanı kalp krizinden şeker komasından öldürürdü bir kase portakal reçeli..Bir kilo helvayı gençliğimde 15 dakikada yerdim diye hayıflanırdı.Şimdi kaç dakikada yiyorsun dede dediğimde sorma yahu 20 25 dakikamı alıyor yahu olurdu cevabı.Bir öğünde bir bütün ekmeği bitirmeyi senden öğrendim dede.Yalnızlığa karşı yıkılmamayı da.. Dur nedir durak nedir bilmezdi.Öğlenleri cevizin altında uyuklardı.Her cumaya istisnasız giderdi.Beni çalıştırdığı din dersinden 3 bile almış olsam o yaşta çat pat İngilizce öğretmiştim.Yaşlı kurt yavaş yavaş hastalanıyordu ama.Gene de düzenli köyüne gidiyor geliyordu.ÖSS dönemim yaklaştığında iyice ağırlaşmıştı.Ağırlaşmış haliyle bile ölümün ona yaklaşmayacağı izlenimi veriyordu.Sınava girmiştim nere gelir ortak demişti.Bir daha girerim gazi geliyor birtek demiştim(sonraları gaziye girecektim onun ölüm acısını kaldıramadığım için bir daha girmedim sınava) Ve belki de son konuşmamız olmuştu.Bu soruyu sorduğumda onun kanser olduğundan haberim yoktu, kendisi de bilmiyordu.Ölümünün son haftası çok sevdiği Kayserisinde bütün dostlarıyla muhabbet etmiş emektarını içli dışlı yıkatmış akşam ise tadını asla unutamadığım peynirli yaptırmıştı.Ertesi gün yatağa düşmüştü.Ölüyorum diye bağırdığında biraz pimpirikli olduğunu bilen anneannem bişeyin yoktur dediğinde ben için için ağlıyordum.Hastaneye kaldırıldı.Vefat etmişti.O artık yoktu.Bütün Kayseride onun ölüm anonsu yapılıyordu.Ben dedemi Kayseri ise onu Kayseri yapan büyüklerinden birini kaybetmişti.Sayısını unuttuğum kadar araba,7 belediye otobüsü ve çelenkler gelmişti.Çok sevdiği zambakları ise etrafı kokutuyordu.Onun tabutu başında bekliyordum.Bir an benle konuştuğunu hissettim.Ortak burası çok sıcak diyordu.Tabutunu sırtladım.Hayatımın en ağır yürüyüşüydü bu.Tuttuğum kısımı mezarı defnedileceği yere kadar hiç bırakmadım.Tavlusunun hafif meltemi onca sıcağa rağmen son kez senin için esiyordu.Normalde kasıp kavuran rüzgar bile ağlıyordu... Herkes bağ bozulur dedi.Senin bıraktığın gibi herşey.İçin rahat olsun.Yalnız bir özür borcum var.Kız gibi ağladım bu yazıyı yazarken affet beni. Mekanın cennet olsun

80lerin sonunda 90ların başında çocuk olmak


80lerin sonunda 90larin basinda cocuk olmak Bana gelen bir mail i sizlerle paylasmak istedim hepimiz cocuklugumuzu hatırlayıp biraz nostalji yapalım sevgili Mustimiz de 90 lı yıllarda hayatımıza girdi 1994 yılında ilk albümü SUC BENDE ile tanıttı kendisini bizlere ve cok sevdirdi. ben bunların cogunu yaptımmm : Süper Babanın müziğini flütle çalmışsanız LC Waikiki veya benetton tüm renkleriyle kıyafetlerinizde önemli markalar olduysa... SHOW TVnin müziğini hala hatırlıyorsanız dup dıbu dıp dıp dıbı dıp dum...Tabi ki bir de :İyi TV eyç bi bi eyç bi bi iyi TV Önce hüplet sonra gümlet hayat felsefeniz olmuşsa Bizimkiler dizisi ertesi gun okul oldugunu bi sureligine unutturduysa Parliament pazar gecesi sinemaları müziğini duyduğunuzda içinizde hala garip duygular uyanıyorsa yarın okul var hüznü ailenin seni yatırıyor olmasına duyduğun kızgınlık o güzel mavinin romantizmi... Polis Akademisindeki her sesi çıkaran adama hayranlık duyuyorsanız Elm sokağında kabus yüzünden hala yatağın altına bakmaktan korkuyorsanız Chucky yüzünden en sevdiğiniz oyuncağınızı bile göz önünden kaldırmışsanız Okulda cocacola kutusunu ezip mac yaptiysaniz kızlar yan yatırıp üstüne tam ortasına ayagı yerlestirip ustune basıp yururlerdi topuklu ayakkabı gibi olurdu Apartmanin altindaki zil veya taksi diafonuna basmak müthiş heyecanlı bir yaramazlıksa Tutti frutti çok ayıp ve olağanüstü merak uyandırıcı bir şovsa Dört tekerlekli ayakkabının üstüne takılan patenlerden sonra roller bladeler size büyüleyici geldiyse Bakkala gönderilmenin en güzel yanı küçük sarellenin dibini minik plastik kaşığıyla kazımak veya leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışmaksa Aterideki ördek vurmaca oyununda silahın nasıl çalıştığına hala kafa yoruyorsanız Işıklı spor aykkabılar hava atmanın önemli bir unsuruysa Bayramda harçlıklarla aldığınız ilk şey kinder süpriz yumurtasıysakağıdını tırnakla yırtmadan dümdüz yapmak da sabır ister doğrusu Clementine sizde derin izler bırakmışsa Kasete kayit yapilabilmesi icin alt tarafinda bulunan karelerin bantla kapatilmasi gerektiğini öğrenmenin önemini biliyorsanız Commodore 64de tornavidayla kasetin kafa ayarını yaptıysanız Anne saat kaç simiiit birdir bir çay kahve gazoz akşam ebesi dansa davet çatlak patlak yakan top gibi kalabalık oynanan sokak oyunlarından sonra anneniz sizi balkondan yemeğe çağırmışsa ________________________________ bandıra bandıra ye beni şarkısını hızlı söylemeye çalıştığınız günler varsa Rönesans sanatçılarını ilk kez Ninja Kaplubağaların ismi olarak tanıdıysanız Tele On diye bir kanalı hatırlıyorsanız Haftasonları çizgi film izlemek için errken kalkmanın ne demek olduğunu biliyorsanız Şirinler geyiğini arkadaşlarınızla mutlaka çevirdiyseniz Şirine aslında Gargamel tarafından yapıldı... Beğenseniz de beğenmeseniz de tüm çizifilmleri art arda izliyorduysanız Bir Başka Gece çocukluk hayatınızdaki en görkemli şovsa Pazar geceleri yıkanma günüyse Seden Gürelin neden öyle giyindiğini şimdi sorguluyorsanız Müzik yelpazesi hayatınıza büyülü yabancı müzisyenler kattıysa Bir sanal bebeğiniz olmuşsa Tetrisi süper hızla oynayabiliyorsanız MIRC ergenliğinizin önemli bir parçası olmuşsaa/s/l ne demek biliyorrsanız ICQ nun 11 haneli rakamını ezberlemeye çalışmışsanız. Pili bitmesin diye kasetleri kalemle havada sarmışsanız Çizgifilm şarkılarının ingilizce veya japonca olsa da ezberlemişseniz Kokulu silgiye deftere kaleme harçlığınızı yatırdıysanız. Eti Cin Eti Puf ABC Balık Kraker Negro Bonibon Topitop Yumiyum...vb çok seviyorsanız ve her zaman yeme kabiliyetiniz varsa Sulugözü düşününce bile ağzınız sulanıyorsa Küçük bir kızsanız Sindy ile Barbieyi karşılaştırıyorduysanız Tsubasayı ve küre biçimindeki sahanın sonundaki dev kaleyi hatırlıyorsanız Hey Corç versene borç deyince cevabı hemen yapıştırabiliyorsanız Macarena dansını yapabiliyorsanız TV den çekilmiş çizgifilmli sayısız kere izlediğiniz VHS leriniz varsa Telefonların jetonla çalıştığını hatırliyorsanız İstop diye bağırdığımızda renk yakalamaya çalışırken onun aslında stop olduğunu uzun zaman önce çözmüşseniz Saçları renkli ve uzun patlak gözlü çirkin trolleri bile bir furyada satın almışsanız. Capri Sun ın reklamı ve melodisini hatırlıyorsanız. Power Rangersın renklerini hatırlıyorsanız Mc Donalds a gitmek için ailenize yalvardıysanız Olacak O kadar Yaseminin penceresi Hadi Anlat Bakalım Adam Olacak Çocuk Saklambaç.. gibi programları hatırlıyorsanız. Lambadanın müziği kulağınızda çalabiliyorsa Nereye çufçufluyoruzun kimin dediğini biliyorsanız. Sayısız joystik kırdıysanız ve gün gelince artık joystik satılmadığını fark ettiyseniz Fame City cennetle eşdeğerse En sevdiğiniz sayı altıysa Prince of Persiada alttaki dikenlere düşünce çıkan dınnzk sesini ve kanları hatırlıyorsanız Mon Ami 48 lik boyalardaki altın ve gümüş renkleri statü sembolüyse Gençlik hayaliniz Beverly Hills teki havuzlu arabalarsa. Uhuyla oynamanın zevkini biliyorsanız Kolalı jelibonun önce kapağını yediyseniz annenizin poşetler dolusu tasomisket sporcu kağıtları gazoz kapaklarını attığını öğrenince ağladıysanız Peçete kağıt poşet vb... koleksiyonu yapmışsanız cocukluğunuzu hatırlayacaksınız...

1980li yillarda hayatinin ilk tecrübelerini yasamis, ilkokula gitmis, kenan evren'i, erdal inönü'yü, özali tanimis olmak, ajda pekkan'in alo, michael jackson'in pepsi reklamlarini hatirlayacak kadar sansli olmak demek Big in Japan , the final countdown , eye of the tiger demek. icraatin içinden demek, semra koy bir kaset de nesemizi bulalim demek. köprü demek, ödediginiz her kurus verginin yol, su, elektrik olarak size geri dönmesi demek voltran voltran voltran demek , depozito toplamak adina kola sisesi biriktirmek demek , adile nasit ten masal dinlemek demek. debbie gibson, tiffany, jason danovan, sandra,modern talking .vb...dinliyor olmak...comanchero'nun ve life is lifein sözlerini ezberlemeye çalismak demek...michael jackson, madonna, samantha fox demek korhan abay,cenk koray,metin milli,ersen ve dadaslar demek.clementine, he man, she ra, transformers demek. okula siyah önlükle gitmek demek. kayahan,nilüfer,sezen aksu, baris manço ile büyümek demek ihtilal cocugu demek köle izaura demek, ziyaretçiler demek!!!! acidçi misin metalci mi demek... moruk demek, herild yani demek, hey corc versene borc demek, olmaz maykil bende de yok cevabini isitmek demek, geriye donup baktikca ic gecirmek demek... yüzyil içindeki en iyi, en kiyak kusak. hem eski hem yeni olmak demek. biraz gözü açik bir 80 li yüz yillik nesil kültürünü bir porsiyonda almis demektir. edi mörfiiiiiii huuuuuuuuuuuuuu sörli makleeyynn yeeeeeee diye bagirip en az bir technotronic kasedine sahip olmak demek. mahalle ce$melerinden su icmek, bayramlari iple cekmek, cumhurba$kani denince kenan evreni hatirlamak demek koltukaltinda topla okul bahçesine yalniz giderken "nasilsa oyniycak birileri vardir" diyebilmek demek eti kemik geciyor demek; evden çikmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocuklugunu yasayabilmis,son dönemin bir üyesi olmak, ne sorusuna zonk cevabi vermekten zevk duymak, , büyüteç ile kagit yakmak ve siyah kagitlarin beyaza oranla daha kolay yandigini kesfetmek, 9 voltluk pile dilinle dokunup o eksi ani yasamak, televizyon konserlerini teybe çekerken odaya giren anneyi hemen susturmak, 23 nisan çocuk senliginde gelen yabanci çocuklara 5 dakikada asik olmak demek son dersin son 5 dakikasinda parkeleri giyip zilin çalmasini beklemek, hurraa kapiya dolusmak, disariya pestil olarak çikmak demek, sinek ilaci arabalarinin arkasinda biraktigi bulutta deli gibi dolasmak demek. kutu kolayi actiktan sonra kapagini cekip cikarip atmak demek, tipe bak demek, fon muzigi laura brannigandan self control olan gunler. bakkala gitmenin, sokakta oynamanin, harclik toplamanin gecerli sayildigi, havuc'un olmadigi yillar demek... her seye ragmen temiz ve el degmememis bir hayat demek...sonrasinda biz buyuduk ve kirlendi dunya demek. pazar aksamlari mecburen yikanmak ve erken yatmak demek, sesi açip kismak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki dügmelere basmak zorunda olmak demek sehirlerarasi yolculuklara cikarken otobusun 302s olmasi icin dua etmek. bilet alirken arka kapinin onu ve tekerlek ustu olmasin demek. resimli futbolcu kartlari demek, süper babaanne demek, fantayla kolayi karistirmak demek, mahalle kavrami demek. cavusevsku ve karisinin kursuna dizilisini tvden seyretmek demek, o goruntulerin yillar sonra bile kafadan hala cikmami$ olmasi demek. anket ve hatira defterlerinin olmasi bunlara seviyorum ama kimi diye baslayan maniler yazmak, önünde tek arkasinda 2 çizgi olan külotlu çoraplarin havada sallanarak giydirilmesi, içinde biri sabunlu iki islak bez olan mustili beslenme çantasi,dantel yaka,yenen kokulu silgi,leblebi tozu çekerken atlatilan ölüm tehlikeleri,hulahop,ayak bilegine takilarak çevrilen top,sek sek oynamak,bayramda mahalleye dagilip seker toplamak, müsaitseniz annemler size gelecek demek trt'nin yayin akisinin bitmesiyle çalan istiklal marsi için ayaga kalkip, marsi hazirolda bangir bangir söylemek ve marsin bitiminden sonra çikan tiz "biiiiiiiiiiiiip"sesine ragmen televizyonu kapatmamak demek. Zerrin Özer demek. Nasil da geçmisti bütün bir yaz demek. Bu sarkiya kafanda klip çekmek demek. annelerin çernobil yüzünden çay içirmemesi, gofret yedirmemesi demek.. challengerin oldugu günkü haberleri hatirlamak demek.. pkk saldirilarinda her gün mutlaka birilerinin öldügünü duymak ama anlamamak demek.. veronica castroyu güzel zannetmek demek.. kenan evreni atatürk zannetmek demek.. Yazlik diskolarda içeri alinmamak demek. bunun için aglamak ve içeride - her nedense- You are in the army now- sarkisinda sarmas dolas danseden abi ve ablalara bakip özenmek demek gorbaçov'un kafasindaki kirmiziligin ne oldugunu merak etmek, anneye "zeki müren'e teyze mi diyim amca mi diyim" diye sormak, kenan evren'in cumhurbaskanligi görevinden ayrilirken çankaya köskü basamaklarindan yavas yavas inip sekreteriyle vedalasmasini hatirlamak, "hayat bilgisi" kitabinda kenan evren'in resmi olmasi, her yere modern cami insa etme furyasina anlam verememek, batman ve sirnak'in henüz il olmadigi günleri hatirlamak, özalin çenesinin enteresan yapisina anlam veremeyip, "acaba benim çenem de ilerde böyle olur mu" kaygisiyla aynaya bakmak demek... breyk breyk arkadas ariyorm demek eve lazim olur diye fazlaca pul almak demek ho ho ho hoover demek zeki müren in size alo diyoruuuum demesi demek ilkokulda halley, petrol ve komancero sarkilarini uydurma sozlerle soyleyerek danseden tolga han ozentisi sefil dans gruplari kurmak okul sonrasinda ise her gun kosturarak eve gidip; bu topragin sesi programinda kimil zararlisi ile mucadele yontemleri, orman koylusunun sorunlari ve yuksek randimanli durum bugdayiturleri ile ilgili verilen faydali bilgilerin ardindan kamber aga ile uyanik skeclerini buyuk bir ilgi ile izlemek demek kucuk yasta bilinçli bir ciftci kadar ziraat bilgisine sahip olmak demek sinemalarda the lord of the rings, harry potter vs. izlemek yerine jules verne romanlari okumakla gecirilen bir cocukluk demek aldim çantami kolumaaa, çiktim dallas yoluna, ben babi'yi beklerken ceyar girdi koluma sarkisini dansiyla birlikte bilmek demek. kimler geliyo kimler? sana ne,sana ne? ama bunu söylemenize gerek yokki, ben yapinca alisverisi,zaten aliyorum satis fisi replikleri barindiran ali-aysegül atik reklami ve bakkal amca, bir pergel, bir kalem, bir de çikolata alacagim. erooooolll, eroooolll (mahallede çocuklardan biri) buraya gelin dedim size buraya ! fisini de al oglum'daki meshur erol, hadi hep birlikte,hep birlikte, biz biz olalim yemeklerden önceeee, lavaboya kosalim, hafta da bir kere tirnaklari keselim, firçalayip onlari tertemiz olalim diye sarkilar ezberleyen bir nesil olmak icraatin içinden izleyip özal'in kalemine bakip hipnotize olmaya çalismak videocudan american ninja, kartal,kan sporu ve evil dead gibi filmleri kiralamak demek analogtan dijitale geçis devrini yasamis birey oldugunu anlamak ve ikisinden de farkli zevkler aldiginin farkina varmak demek çok güzel bir ülkenin son yillarini hayal meyal hatirlamak, sonra da çivisinin çikisini görerek büyümek demek Hava durumlarinin eksi degil de "sifirin altinda bilmem kaç" denildigini bilmek demek Muhtemelen hayatimiz boyunca yasadigimiz en güzel 10 yil demek... trt 1'de olu$an sorunlar sonucu yayina bir süre ara verildi?inde ekrana getirilen donuk agaç, dag bayir resmine 10 dakika hareketsiz bakabilmek demek, Türkiyede yasamis son mutlu kusak oldugunu hüzünle hissetmek demek....

Biraz da kendi hatırladıklarımı ekleyim:

-Sokakta oynayan son kuşak. son mutlu kuşak dumanksknın da dediği gibi.-Akülü arabaya değinilmiş yukarıda. Hakikaten zenginlikle özdeşlemişti. -Bordo ve yeşil doğan slxin ilk çıktığında nefeslerin kesilmesi. 230 milyona almıştık biz de 1994te. O gün hissettiklerimi ömrümde çok nadir hissetmiştim. Bugün Mercedes alınsa o kadar sevinmem. Türkiyede far yıkayıcısı üçüncü stop lambası olan ilk arabalardandır. -Babam öyle diyorla Tempra da otomobiller arasında unutlmaz. Açılıp kapanana farlı kırmızı Mazda 323ler, koyu gri Opel Vectra GTler'i kim unutabilir.-Tipitip ve turbo sakızları... İçinden ne çıkacak acaba.-Zengin çikolatası da denilen kinder. Hala çikolatasına ve içinden ne çıkacak acaba merakına karşı koyan birini tanımışlığım yok.-Futbolcu kartları. 4 takımın olurdu sadece.-Mustafa Sandal'ın Tarkan'la denk olduğu zamanlar. Onun arabası var güzel mi güzel."För"ü de var özel mi özel! Rafet El Rpman'ın ve Haluk Levent'in ortaya çıkış yılları... Haluk Levent Moğollar grubunun ünlü Nerdesin şarkısı ve Grup Merdiven'in Akdeniz Akşamları şarkısı ile meşhur olmuştur.-Ali Desidero'nun olur mu Joninin Tonini kullandığı Ali'ye Veli'ye dediği "DELİKANLI" dönemleri. Derby Amerikalılarla ortaklık yaptı 2000lerde ve Ali abimiz "yumuşadı!"-1994 krizi.Dolar 10000lerden 20000lere fırlamıştı.-Suat Kaya,Tugay Kerimoğlu,Bülent Korkmaz, Rüştü Reçber, Mutlu,Rıza,Rahim... Yabancı listesine girmiyorum.-90larda hemen herkeste bıyık vardı. Babamda hala var ve kesmesini hiç istemiyorum!Hayatımızı mahveden cep telefonlarının ve internetin ortaya çıkışına tanık olmak. Ufak bir hatıra.Ericsson GH 688 1000 mark civarındaydı ilk çıktığında. İnternetle ilgili Yapı Kredi'nin şu reklamını kim unutabilir: Banka şubelerini hiç sevmeeem! -Robotları kahraman edinen çizgi filmler yerine Asterix,Redkit gibi çizgi filmler vardı. Robotlara sadece Jetgiller ucundan değinirdi.-Video kasetleri unuttuk mu? Endüstriyel DVDlere karşı video kaset kültürü...-TV'deki diziler ve filmler kat kat kaliteliydi. Süper Baba'ya özenip sokaklarda kavga eden kimseye rastlamadım mesela.Aklıma geldikçe ilave ederim
.