
Burada iki suçlu var. İnceleyelim:
1) Belediye: 2004 yılında belgelerle sayın Gökçek'e su bitecek denildiğinde bizim bunlara ayıracak paramız yok demesi ilginçti. 2007 yazında ana su borularının patlayarak tonlarca suyun ziyan olması da olayın trajikomik boyutu. Ayrıca zehirli Kızılırmak suyu getiriliyor çok büyük paralarla. 2010'a kadar Kızılırmak'tan su alınabileceği söylentileri hakim.
2)Ankara halkı: Yanlış bilmiyorsam tam 4 seferdir Melih Gökçek'i belediye başkanlığına getiriyorlar. Sokakta kime sorsanız Melih Gökçek'i sevmiyor ama belediye seçimlerini Melih Gökçek açık ara kazanıyor. Bir nevi kendi sonunu kendi hazırladı Ankara halkı.
Yazın günlük su tüketimi 650000 metreküpe düşmüştü. Belki yaz münasebetiyle öğrenciler yoktu , memurların bir kısmı tatildeydi ama insanlar çok daha fazla suya ihtiyaç duyuyordu. Kışın suya ihtiyacın azalması gerekirken %20 civarında bir tüketim artışı söz konusu. Tasarruf yapılmıyor ne yazık ki. Büyük bir ihtimalle yağışlara güveniyorlar ama ASKİ'nin verilerini kabul bile etsek baraja giren günlük su miktarı Ankara'nın günlük tüketimini karşılayamıyor. 200000 metreküp civarında günlük açık var.
Kaç medeni ülkenin başkentinde yazları sular kesiliyordur merak ediyorum. Kaç başkent halkı kendi eliyle kendi sonunu hazırlıyordur acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder