13 Ağustos 2008 Çarşamba

İncelikler yüzünden | 7

-Bana bir masal anlat baba. İçinde tüm sevdiklerim...

-Her nefeste batan enfes cam kırıkları... Bir çocuğun gözyaşlarındaki sıcaklık... Eski bir araba misali sağ şeride çekildim usulca. Aksın hayat bütün hızıyla. Dokunmasın bana bir süre.

-Peki nerede herkes bordo ceket giyerken 20 yıllık okulunun tarihinde ilk kez lacivert ceket giyen kafasını kazıtan isyankar? trafonun arkasında hocalara yakalanmayalım korkusuyla hızlı hızlı içilen sigaraların tadını özlüyorum rahat rahat günde iki paket içtiklerim yerine. Belki de o hırçın günlere özlemdendir omuzlarıma inmek üzere olan saçlarımı kestirerek eski fiziksel görüntüme kavuşma isteğim. Olan saçlara oldu.

-Psycilere herkesi herşeyi beğenmezler diye kızardım derken Infected Mushroom'a kafayı taktım şu günlerde. Yaşamla ölüm arası giden günlerde sith boyutuna geçiriyor insanı. Halbuki gothic metalciler genelde sith jedi muhabbeti yapar. Neler oluyor bünyeye şu aralar anlamıyorum.

-Sanırım uzattım üniversiteyi 7. seneye. Bu depresiflik buradan kaynaklanıyor belki. Başkalarının fabrikalarını yönetecek, muhasebesini yapacak,parasıyla uğraşacak bir insan değilim. Dünyam sayılar değil başkalarının çıkarları değil ruhu hatırlatan kelimelerdir,geçmiştir,müziktir. Aileme yıllarca yalvardım bırakayım şu okulu diye bıraktırmadılar. İnsana yapmak istemediği şeyi yaptıramazsınız. Kaydımı dondurmakla inadına devam etmek arasında çok ince bir çizgide gelip gidiyorum.Bunun adı yenilgiyi kabullenmek midir yoksa istemediğiniz birşeyi yapmadığnız için kazanmak mıdır? Bir de üniversite sloganını Gazili olmak ayrıcalıktır oalrak benimsemişler. Rezillik anlamında büyük bir ayrıcalıktır,haklılar.

-Deniz görmem lazım. Karada yaşayanlar olarak kendimizi kandırmayalım.En zenginler bile dünya turuna çıkmayı tekneleriyle denizlere,okyanuslara açılmak olarak algılıyorlar. İstanbul gibi iki gram denizin dibinde 20 milyonluk şehirler kara şehirlerinden de boğucu,en azından şahsım adına. Kaş,Side,Datça,Urla tarzı bir yer olsun bir ömür yaşarım gıkım çıkmadan.

-Fotoğraf makinam bozuk olduğu için 320xe resim ekleyemiyorum. Son baktığımda her yer İstanbul resimleriyle dolmuştu. Estetik kaygılar adına E5'in özellikle de sabah 8de fotoğrafını çekmek şart oldu gidersem. Ortaköy camisi civarı ve Büyükadası hariç bir türlü yıldızım barışamadı. Gazi konusunda çok büyük konuşmuştum başımdan atamıyorum. Acaba İstanbul'da mı yaşayacağım nedir?

-İnternette edit seçeneğini kaldırmak şart. Özellikle söyleyip söyleyip mesajını düzeltenler laf cambazlığı yapanlar için şart. Bir cümleyi gerçek hayatta ya söylersiniz ya söylemezsiniz. Sanalla gerçeği ayıran fark bu sanırım. Gerçekte söyleyip istediğinizi söylememekle bu durumu kıyaslayabilirsiniz.Daha neler!

-Mangal.Bir erkeğin kusursuz yapması gerekenlerden birisi. Hele sosyal etkinlikleri kısıtlı bir şehirde yaşıyorsanız arkadaşlarınızı bir araya toplayıp mangal yakmak gibisi var mı? Rakı da açtık mı diye devam eden cümlelere ise bir zamanlar bir ufağı sek ve tek başına deviren birisi olarak tahammül edemiyorum. Çok içmek ve anasonun kokusu ters etki yaptı sanırım.Vastikada ısrarlıydı bir arkadaşım. Kokusu yok tadı da şeker gibiydi diyordu.

-Nereden başladım şu sigaraya yeniden bilmiyorum ama iki ay bıraktığım dönemde çok mutluyumdur. Belki yarın belki yarından da yakın 1646879. bırakma girişimim olacak gibi. Canım çekti aman bir tane yakayım dediniz mi arkası geliyor hem de çok kötü.Hem sevmek hem nefret etmek böylesine bir paradoks olsa gerek.

-Şu esip geçmek nedir bir de onu anlat rüzgar.

3 yorum:

efecantekin dedi ki...

baştan sona güzel bir yazı ve anlık hayat özeti olmuş. eline sağlık.

siyahh dedi ki...

abim istanbulun yüzde kaçı gerçek istanbulda yaşıyor mecidiyeköyden sonrası istanbulmu be

woundheir dedi ki...

"Mangal.Bir erkeğin kusursuz yapması gerekenlerden birisi."

kesinlikle :)