25 Kasım 2008 Salı

Anadolu halkından sesler korosu | 1

Aslında daha evvel de bütün Türkiye'nin nedense kenetlendiği ama bizlerin takmadığı maçları tiye almıştım(:

Aslında takmamak değil de ne bileyim heyecan vermiyor.Fenerbahçe tamam Porto'yu yensin kabulümdür, keyiflenirim de hatta ama asla Gençlerbirliği'nin Valencia'yı yenebilmesi ihtimalinin zevkini veremiyor İstanbul takımlarının Avrupa maçları. Ancak birkaç arkadaş arayacak gel iki biranı da kap diyecek belki o zaman. Misal Chelsea-Fenerbahçe maçı vardı, o maça da takım tutmayan kokoreççinin hantallığı eklenince birden içimdeki futbol aşkı uyanmış ve pür dikkat o maçı izlemiştim.

Çayımı aldım,sigaramı yaktım. Morrissey-Boxers eşliğinde Championship Manager'ın keyfini çıkarıyorum bu maç esnasında. Tamam hepsi Türk takımı ama neden acaba İstanbul takımlarının maçları "milli" bir dava haline getiriliyor da milli takımın kendisinin maçları milli olmuyor acaba? Bazen sırf bu muhteşem spikerler yüzünden güzelim Şampiyonlar Ligi maçlarını izlemiyorum. Normalde kendi takımı için deplasman yapan zat-ı muhtereme(iyi halt ediyorsun) salona kadar yürüyüp televizyonu açmak zulüm geliyor millileştirilen bu maçlarda. Fenerbahçe'nin veya diğerlerinin başarısıyla ülke puanı artar ama bu "milli" bir başarı değil Fenerbahçe'nin başarısıdır.

Cavcav'a sesleniyorum buradan.Ankara'ya Parmalar'ı Valencialar'ı,Blackburnler'i getirsin. -40 derece olsa gene canlı canlı izlenir.

Hiç yorum yok: